Ne mutlu TÜRK'üm diyene!...
 
TÜRK BİRLİĞİ
Novigasyaon  
  Ana Sayfa
  Ziyaretçi defteri
  Resimler...
  Videolardan...
  Türk Devletleri...
  Türkiye...
  Azerbaycan
  Kirgizistan...
  Özbekistan...
  Kazakistan...
  Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti
  Doğu Türkistan
  Medeniyetin Besigi Osmanli
  Büyük Hun Devleti...
  Bati Hun Devleti...
  Akhun Imparatorlugu...
  Avrupa Hun Imparatorluğu....
  Göktürkler...
  Uygur Devleti...
  Büyük Selçuklu Devleti...
  Büyük Timur Imparatorluğu
  Karahanlilar...
  Gazne Devleti...
  Babürler...
  Avar Imparatorlugu...
  Harzemsahlar...
  Hazar Imparatorlugu
  Altin Orda Devleti...
  Anadolu'dan hikayeler...
  => Anadolu'nun Adi
  => Burçak Tarlası
  => Yarim İstanbul'u mesken mi tuttun?
  => Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar...
  Fikralar...
  Bunlari Biliyor muydunuz?
Türk dünyası'ndan Haberler...
Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar...

Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar:

Bu öykü Malkara köylerinden alınmış olup belli bir kişinin dilinden yazıya geçirilmiş değildir. Çevrede herkes tarafından bilinen bir öyküdür. Söylentiye göre, çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında Zeynep'i köylerindeki bir düğünde aşırı (yabancı) köylerden gelen Ali isimli bir genç görür. Ali Zeynep'i çok beğenir ve köyüne döndüğünde kızın babasına hemen görücü gönderir. Zeynep'i Ali'ye verirler. Kısa bir zaman sonra düğünleri olur. Ali, Zeynep'i alıp aşırı köyüne götürür.

Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece çeker. Bu kadar uzak olduğundan dolayı Zeynep, anasını babasını ve kardeşlerini tam yedi yıl göremez. Bu özlem Zeynep'in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır. Köyün büyük bir tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru dönüp için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini gidermeye çalışırmış.

Oysa kocası, Zeynep'in bu özlemine pek aldırış etmez. Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından kendini fazlaca horlamaya, eziyet etmeye başlar. Sonunda bu özlem ve kocasının horlaması Zeynep'i yataklara düşürür.

Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep'in düzelmesi için, köyden gelip gidenler de anasının babasının çağrılmasını salık verirler. Başka çare kalmadığını anlayan Zeynep'in kocası da anasına babasına haber vermeye gider. Altı gün altı gecelik bir yolculuktan sonra bir akşam üstü Zeynep'in anası babası köye gelirler, Zeynep'i yatakta bulurlar. Perişan bir halde Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır. Aynı türküyü anasına babasına da söylemeye başlar. Çevresindeki bütün köy kadınları duygulanıp göz yaşı dökerler. Annesi fenalıklar geçirir ve bayılır.

Zeynep hasretini giderir, giderir ama artık çok geç kalınmıştır. Bir daha onmaz, sonu ölümle biter. Herkes Zeynep için göz yaşı döker. İşte o gün bu gündür bu türkü ayrılığın türküsü olarak söylenip durur.

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler

Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse
Kardeşlerim yolları bilse de gelse

Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim


Kaynak:
Türk Halk Müziği ve Oyunları

 
Vakit Nakittir...  
   
Gazeteler...  
   
Kıssa...  
  İki Kurbağa

Bir kurbağa sürüsü ormanda ilerlerken,
içlerinden ikisi bir çukura düşmüş.
Diğer bütün kurbağalar çukurun etrafında toplanıp,
çaresiz bir şekilde bakıyorlarmış.

Çukur bir hayli derin olduğundan düşen arkadaşlarının
zıplayıp dışarı çıkması mümkün gözükmüyormuş.
Yukarıdaki kurbağalar, boşuna
çabalamamalarını söylemişler arkadaşlarına:
“Çukur çok derin. Dışarı çıkmanız imkânsız!.”
Ancak, çukura düşen kurbağalar onların
söylediklerine aldırmayıp çukurdan
çıkmak için mücadeleye devam etmişler.

Yukarıdakiler ise hâlâ boşuna çırpınıp durmamalarını,
ölümün onlar için kurtuluş olduğunu söylüyorlarmış.

Sonunda; kurbağalardan birisi
söylenenlerden etkilenmiş ve mücadeleyi bırakmış.
Diğeri ise; çabalamaya devam etmiş.
Yukarıdakiler de, çırpınıp durarak
daha çok acı çektiğini söylemeyi sürdürmüşler.

Ne var ki, çukurdaki kurbağa
onlara hiç aldırmadın son bir hamle daha yapmış,
bu kez daha yükseğe sıçramayı başarmış
ve çukurdan çıkmıştı.
Arkadaşlarının ümit kırıcı sözlerine
hiç kulak asmamıştı…
Çünkü o sağırdı !
Kaynak:www.efgan.tr.gg
 
Utanç Tablosundan...  
  LAHEY - Çin Devleti şu anda Doğu Türkistan'da yaşayan Müslümanlara her gün değişik işkenceler yapmaya devam ediyor. Çin Devleti, geçen yıl olduğu gibi bu yılda, Doğu Türkistan'da ki Müslümanların, Hac farizasını yerine getirmek için talep ettikleri pasaportlarını vermeyip, ibadet yapmalarını engelledi.

Çin, hacca gitmek isteyen Doğu Türkistanlıların pasaportlarını toplayarak, müracaatlarını işleme dahi koymayıp, Müslümanların hac ibadetini yapmalarına engel oldu!...

 
Dost Siteler....  
  www.efgan.tr.gg
Kültür ve Medeniyetimiz

www.akkisla.tr.gg
Akkışla İlçesi

www.muhammedpoyraz.tr.gg
Spor

www.ilcikoren.com
İlcikoren Köyü

www.uzuncayirkoyu.tr.gg
Uzunçayır Köyü

www.spordagundem.tr.gg
Spora dair herşey...

www.futboldaalem.tr.gg
Spor deyince...

Bizi destekleyenlere teşekkür ediyoruz...
 
Bugüne kadar 10446 ziyaretçi (14558 klik) kişi burdaydı!
Bu site Türk Birliğine Destek için kurulmuş bir sitedir.Bu siteden hiç bir kurum yada kuruluş sorumlu değildir... Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol